DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Tayfun Öztürk yapmış olduğu sert açıklamada;
Bursa, tarihi, kültürü ve insan kaynağıyla Türkiye’nin en değerli şehirlerinden biridir. Bizler, Bursa’nın gelişimi, refahı ve geleceği için canla başla çalışıyoruz. Ancak ne yazık ki, şehir yönetiminde bulunanlar, Bursa için samimi gayret gösteren kesimlerin fikirlerine ve katkılarına kulak tıkamaya devam ediyor. Yönetim anlayışı, “yaptım oldu” tavrıyla, sadece belirli kesimlerle istişare ederek, geri kalan tüm paydaşları yok sayan bir yaklaşım haline gelmiştir.
Bugün Ali gitti, Mustafa geldi. Ancak, yönetimde değişen sadece isimler oldu. Muhalefeti görmezden gelen, eleştirilere dahi tahammülü olmayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Şehir yönetimi, Bursa için yapılan tüm yapıcı eleştirilere ve önerilere sırtını dönmüş durumda. Oysa ki, gerçek yöneticilik, her kesimin fikrine saygı duymak, uzlaşı ve istişare kültürüyle hareket etmektir.
Belediye başkanları, kentimiz için canla başla çalışan bizlere kulak vermek yerine, sağır bir tavırla ilerlemeyi tercih ediyor. Şehrimizin menfaatleri için bir araya gelmek, ortak akıl oluşturmak yerine, bizleri görmezden geliyorlar. Bugün birçok önemli organizasyonda dahi, DEVA Partisi olarak davet edilmiyoruz. Bizleri görmeye, dinlemeye tahammülleri yok, davet etmekten dahi kaçınıyorlar. Bu tutum sadece bize değil, Bursa halkına karşı da büyük bir saygısızlıktır.
Bizler, DEVA Partisi Bursa İl Başkanlığı olarak, Bursa’nın gelişimi için ortak akla ve işbirliğine inanıyoruz. Şehrimizin geleceğini tek bir anlayışa hapsetmek yerine, tüm kesimlerin katılımıyla şekillendirmeliyiz. Eğer “Bursa hepimizin” diyorsak, birlikte hareket etmek zorundayız. Fakat bugünkü belediye yönetimleri, Bursa halkını ve kentimize katkı sunan paydaşları görmezden gelmeyi sürdürüyor. Bursa halkının sesine, önerilerine kulak tıkamaktan ne zaman vazgeçecekler?
Unutulmamalıdır ki, bir kenti yönetenler, o kentin her bir ferdini temsil eder. Eğer Bursa’ya hizmet etmek için bu makamlara geldilerse, tüm şehri kucaklamaları ve her bir vatandaşın sesini dinlemeleri gerekir. Bizler, her ne olursa olsun Bursa için konuşmaya, çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Şehrimizin hak ettiği yönetimi, katılımcı bir anlayışı ve güçlü bir ortak aklı birlikte inşa edeceğiz.
Gülümseyin, Bursa’dasınız deniyor; evet, Bursa’da olmaktan mutluyuz, ancak bu gülümsemenin sürdürülebilir olması için, halkı dinleyen, eleştirilere açık ve her kesimi kucaklayan bir yönetim anlayışına ihtiyaç var. Bursa, sadece belli başlı isimlerin değil, hepimizin kentidir. Bu şehri birlikte yönetmek, birlikte kalkındırmak zorundayız.
Bursa halkı, bizi dinlemeyen, görmezden gelen yöneticilere rağmen, hep birlikte daha iyi bir gelecek için çalışmaya devam edecektir. Bursa bizim, hepimizin!