Soma’daki hava kirliliği sorununun yarattığı risk gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun son raporuna göre Soma; 2022’de 63 gün, 2023’te 44 günle Türkiye’de ulusal değerlerin ve AB normlarının en fazla aşıldığı nokta konumunda yer alıyor. 2 aylık bebeği olan bir anne ise, “Bizi anlamak istiyorlarsa 1 hafta 10 gün bizimle burada yaşayabilirler” diyerek isyan etti.
Soma’da hava kirliliği sorunu gün geçtikçe etkisini artırmaya devam ederken yurttaşlar isyan etti.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun son raporuna göre Soma; 2022’de 63 gün, 2023’te 44 günle Türkiye’de ulusal değerlerin ve AB normlarının en fazla aşıldığı nokta konumunda yer alıyor.
Kömürlü termik santrallere yönelik 2013 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen çevre yatırımlarını yapmaları için ek süre verildi. Ancak çevre yatırımları hayata geçmediği gibi hava kirliliği de devam ediyor.
Genç yaşına rağmen nefes darlığı başladığını ve giderek arttığını belirten 2 aylık anne Burcu Dayıca, şunları söyledi:
“10 GÜN BİZİMLE BURADA YAŞAYABİLİRLER”
“Doğma büyüme buralıyım. Nefes darlığıyla yaşıyorum şu dönem içinde. Daha fazlalaştı artık. 2 aylık bebeğim var. Bebeğimin bu havada büyümesini, bu ortamda büyümesini istemiyorum ama mekanımız memleketimiz burası. Hava filtreleriyle evin içinde ne kadar temiz hava sağlayabilirsek onu yapmaya çalışıyoruz ancak olmuyor. Yaz aylarında balkonlarımızı asla kullanamıyoruz. Bir gün yıkamadığınız dakika her yer toz. Bir şeyi silmeden yıkamadan asla kullanamıyoruz. Puslu, karanlık, sıkıcı bir havayla baş başayız. Daha fazla nefes almak istiyoruz. Çünkü gerçekten zorlanıyoruz. Yolda gidersiniz bir anda sis çöker ya, o havayı biz yılllardır yaşıyoruz. Yetkilerin gerekli önlemleri almasını istiyoruz. Yıllardır bunu dile getiriyoruz ancak olmuyor. Yetkililer bizi dinlemek, algılamak istemiyorlar. Ama eğer bizimle birlikte olmak, bizi anlamak istiyorlarsa 1 hafta 10 gün bizimle burada yaşayabilirler.”
BİR AN ÖNCE TEMİZ HAVAYA KAVUŞMAK İSTİYORLAR
“Zehir soluduğumuzun farkındayız” diyen 2 çocuk babası Nihat Erdoğan da şöyle konuştu:
“Soma’da hava kirliği hep böyle miydi, değildi. Devletin işlettiği dönemde hava filtresinin daha sıkı bir denetime tabi olduğunu daha iyi olduğunu biliyoruz çocukluğumuzdan. Çocukluğumuz döneminde bu kadar yoğun bir hava kirliliği ben hatırlamıyorum. Ya da genzimizde bir yanıklık hissettiğimi hatırlamıyorum. Soma’da yaşayan iki çocuk babası bir insan olarak Soma’nın bir an önce temiz bir havaya dönmesini istiyorum. Biz zehir soluduğumuzun farkındayız. Bunun bir an önce değişmesini istiyoruz. Yetkililer gerekli hamleleri yaparsa bunun değişebileceğine inanıyoruz. Biz Somalıyız derken utanmak istemiyoruz. Gururlanmak istiyoruz. Ferdi Başkanın da Sercan Başkanın da ciddi bir gayreti var ortada. Bu işi başarabilirlerse Somalılıkla, Manisalılıkla gurur duyabiliriz.”
“SAĞLIĞIMIZ İÇİN ENDİŞELİYİZ”
Hava kirliliğini yüzünden solunum makinesine bağlı olarak yaşamını sürdüren Nadiye Sıcak, ”Hava kirliliği çok fena etkiliyor. O kadar fena oluyor ki. Burada bunalıyorum, dışarı çıkıyorum havada kül. Kül çok fena yapıyor beni. Burada herkes böyle. Hava almak için pencereyi açtığımda pis hava geliyor. Kömür kokusu, toz kokusu çok geliyor. Dalyan’da benim oğlan var, oraya gittim solunum cihazına gerek bile kalmadı. Ama buraya geldiğimde Kırkağaç’ı geçtik hemen koku gelmeye başladı. Burada makinesiz yaşayamıyorum. Nefes alamıyorum. Makine kullanmaktan o kadar da bunalıyorum ki, böyle elim yüzüm şişiyor. Çok zorumuz var. Bu kirlilik bizi mahvetti. Çok böyle hastalık. Elektrikler kesildi nefes alamadım, Manisa’ya hastaneye yoğun bakıma götürdüler. ‘Soma’dan çok hasta geliyor buraya’ dediler bana Manisa’nın hastanesinde doktorlar. Böyleyiz işte biz” diyerek hayatının nasıl etkilendiğini anlattı.
Hava kirliliğinin en çok kadınları etkilediği belirten Tuğba Yetişir ise “Sigara içmeyen biri bile kolay bir şekilde tıkanabiliyor. En kötü biz etkileniyoruz. Özellikle hanımlar. Dışarıya çamaşır filan serilmiyor. Beyaz serilen çamaşırlar içeriye girdiği zaman siyah bir şekilde giriyor. Benim ablam çok büyük bir Yeşilaycıdır. Geçen sene doktora gittiğimizde sen sigara mı kullanıyorsun diye bir yanıt aldı. Ki ablam sigara içilen ortamda bile durmaz. Sağlığımız için endişeliyiz” ifadelerini kullandı.
SOMA’DA DOMATES YETİŞMİYOR
Havadaki külün yaşamlarını nasıl etkilediğini anlatan Ömer Yaşar, “’Bacanın külünden, dumanından çok rahatsızız Benim arabam garajın içinde, sabah geliyorum aracın camları simsiyah. Evin önünde iz çıkıyor, bastığımız zaman külden. Buna bir an önce bir çare bulsunlar. Biz peşindeyiz. Bu sorunun çözülmesi için mücadele eden başkanlarımızın yanındayız. İnşallah bir an evvel bu iş çözülsün” diye konuştu.
Astım, KOAH, kanser gibi çok büyük sıkıntılarının olduğunu belirten İstasyon Mahallesi Azası Osman Alkan, arabaların üzerindeki kül tabakasını gösterek, “Ciğerlerimizde bu şekilde” dedi.
Sabahları hiç dinç olamadıklarını, yorgun ve bitkin kalktıklarını belirten bölgede yaşayanlar; insanların etkilendiği gibi bahçelerinde de etkilendiğini, bahçelerde verim olmadığını Soma’da domatesin hiç yetişmediğini söyledi.